Evlilik

Evlilik Sözleşmesi Nedir? Evlilik Anlaşması Yaparken Bilmeniz Gerekenler

Evlilik sözleşmesi yaparken bilmeniz gerekenler!

Bu hafta beraber inceleyeceğimiz konu son zamanların en çok konuşulan konularından ve mutlaka karşımıza sıklıkla çıkan “Evlilik sözleşmesi” oldu.

Halihazırda var olan kendi hukuk sistemimizin kendi yasasını açıp okumak yerine farklı ülkelerin anayasal yapıtlarından esinlenmek çoğu zaman kafa karışıklığına neden olur. Yedek subay rütbesiyle görevlendirilen bir askerin NATO bünyesinde görevlendirilen bir birliğimizdeki bir rapordaki “fieldartillery” kelimesini “sahra topçusu” olması gerekirken “tarla topçusu” diye çeviri yapmasına benzer bir olaydır.

Kendi hukuk sitemimizde “Evlilik Sözleşmesi” denilen bir terim söz konusu değildir. Her alanda her şeyi bildiğini sanan kimselerin hukuki kavramlardan habersiz olduğu gerekçesi ile var ettikleri; günümüzde ise hemen hemen ilk isminin dahi bilinmediği durumuna gelen; ve iki değişik olay anlatılıyormuş gibi anlaşılmaya başlanan bir terim kargaşası meydana gelmiş ve bu karmaşanın dahi farkına varamadığımız, anlayamadığımız, algılayamadığımız bir hale ulaşmıştır. Aslında her kimse kendi uzman olduğu alanda konuşsa yazsa ve başka alanın uzmanlarına da saygı gösterse sorun çözülebilir.

Bu hafta sizinle kanuni maddeleri de ele alarak incelemek istediğim bu konuyu seçmemim nedeni de bu.

Asıl olan eşlerin beraberce aldıkları malları bölüşme rejimidir. Yani evlilik sözleşmesi yapmamış her çift bu beraber edinilen malları bölüşme rejimini kabul etmiş sayılır. Eşler, mal rejimi anlaşmasıyla yasada belirtilen farklı rejimlerden birini kabul edebilirler. Ülkemizce yürürlükte olan “Türk Medeni Kanunu’nun Mal Rejimi Sözleşmesi” başlığının altında 203. Maddesi tıpkı şöyle:

“Mal rejimi anlaşması, evlilikten sonra veya önce tercih edilebilir. Eşler, diledikleri mal rejimini sadece kanun içinde yazan sınırlar çerçevesinde belirleyebilir, kaldırır veya değiştirirler.”

Kanunumuzun devam eden kısmında, mal rejimi anlaşmasının, sadece ayırma hakkına sahip olan kısımlar tarafınca yapılabildiğini; yetişkin olmayanlar ile kısıtlıların, yasal temsilcilerinden rıza almak durumunda kaldıklarını; koşullandırdıktan sonra, mal rejimi anlaşmasının, noter tarafınca kontrol edilme veya onaylatma gibisinden yapılmasını; fakat, eşler evlenme dilekleri sırasında hangi mal rejimini dilediklerini yazarak da bilgilendirebileceklerini göstermiştir. Mal rejimi anlaşmasının eşlerce ve gerekirse yasal temsilciler aracılığıyla onaylanıp imzalanması gerekmektedir.

Hukuk sistemince mahkemede ayrılık kararı alınıp; bu mahkemenin aldığı kararın; kesinleşmesi zamanına değin eşlerin birlikteliği devam eder hükmündedir.

Bu zamanda bireylerden biri herhangi bir mal alacak ise; diğer bireyin bu mal üstünde hak sahipliği edinmesini tabi ki normal olarak istemez. Bu halde ne olur? Boşanma davasının sonuçlanmasını bekletmek; mal alırken ele gelen kimi olanakların yok olmasına neden olabilir. Sonuç olarak bu ve buna benzer her olaylarda olağanüstü mal rejimi adı ile yasalarda söylenen formüller olayı halledecektir. Yasanın 206. maddesi ile; haklı bir sebebi var ise hâkim, taraflardan birinin isteği ile, var olan mal rejiminin mal ayrılığına çevrilmesine olanak verebilir. Öncelikle aşağıdaki durumlarda geçerli bir sebep varlığı ile onaylanır:

  • 1. Karşı tarafın sahip olduğu varlığın borca sahip veya ortağındaki payın haczedilmiş olma durumu,
  • 2. Karşı tarafın, istemiş olanının veya ortağın çıkarlarını tehlikeye atmış olması,
  • 3. Karşı tarafın, ortakların malları üstünde bir işlemin gerçekleşmesi için gerekli rızasının haklı sebebi olmadan esirgenmesi,
  • 4. Karşı tarafın, istemiş olan tarafa mal varlığı, gelir, borcu veya ortaklık malları konusunda detay anlatmaktan kaçması,
  • 5. Karşı tarafın devamlı bir halde seçim yapma bilincinden eksik olması.

Şimdi de farklı durumlara bakalım

Taraflardan biri seçim yapma bilincinden devam eden bir halde nasipsiz ise, onun yerine yasal temsilcisi de bu sebep ile mal ayrılığına karar vermede etkin olması istenebilir. Taraflar, hep taze bir mal rejimi anlaşmasıyla bir başka veya önce ki mal rejimini onaylayabilirler. Mal ayrılığına geçerken gereken nedenin meydandan yok olması durumunda hâkim, taraflardan birinin isteği ile önceki mal rejimine dönüşüne onay verebilir. Mal birlikteliğini onaylamış olan taraflardan birinin batışına karar verildiği zaman, ortaklık otomatik olarak mal ayrılığına çevrilir.

Kanun borç sahiplerinin zarar görmemesi içinde yasalar oluşturmuştur. Hatta mal ortaklığını onaylamış taraflardan birinin icra halinde olan alacaklı dahi haczin uygulanması sırasında zarar görürse, hâkimden mal ayrılığına onay vermesini arz edebilir. Alacak sahibinin isteği ile her iki tarafa yöneltilir. Alacak sahibi ikna edildiği durumda taraflardan birinin isteği üstüne hâkim, mal ortaklığının tekrardan oluşturulmasına onay verebilir. Taraflar, mal rejimi anlaşmasıyla alınmış mallara sahip olma rejimini onaylayabilirler.

Mal ayrılmasına geçildiği durumda, kanunda tersine hüküm olmadıkça, taraflar arasın da bir önceki mal rejiminin benzeri, bu rejime dair hükümlere benzer yapılır.

Mal rejiminin oluşturulması, üzerinde oynanması veya bir önce ki rejimin tasfiyesi, taraflardan birinin veya ortaklığın alacak sahiplerinin, üstünden haklarını teslim alabilecekleri malları sorumluluk kapsamı dışında tutamaz. Kendisine bu şekil mallar geçirilmiş olan taraf, borçlardan bireysel şekilde sorumlu olacaktır; fakat, bahsi geçen malların borcu ödemeye yeterli gelmediğini kanıtladığı takdirde, bu derecede kendini yükümlü olmaktan alıkoyabilir.

Taraflardan birinin örtülü veya açık şekilde mallarının denetimini karşı tarafa devretmesi hâlinde, tersi onaylanmış olmadığı müddetçe vekâlet hükümleri uygulamaya konur. Taraflardan her biri, bir diğerinden hep malların dökümünün yasal senetle uygulanmasını arz edebilir. Bu döküm, ürünlerin getirilmesinden başlayıp bir sene içerisinde yapılmış ise, tersi kanıtlanmış olmadıkça bu dökümün geçerli olduğu onaylanır.

Taraflar arasındaki borçlara gelinince mal rejimi anlaşması, taraflar arasında ki borçların muaccel sayılmasına engel olmaz. Ayrıca bir borcun ödenmesi, borçlu tarafı evlilik birlikteliğini tehlikeye atacak mühimmatta zorluklara girdirecekse, bu taraf ödeme suretiyle zaman arz edebilir. Hal ve koşullar istiyorsa, hâkim isteğinde olan tarafı güvence olarak tanıtmakla hükümlü kılar. Kavram karmaşasından uzak bir yaşam dileriz ki hep bizimle olsun…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu